kahvaltı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kahvaltı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ocak 2013 Cumartesi

Yılın İlk Sofraları ve Sodalı Ekmekçikler...


İşten başımızı kaldıramadığımız bu gün ve gecelerde, haftasonunun değeri her zamankinden fazla. Bu hengamede, eski yılın son, yeni yılın ilk ve kıymetli haftasonlarını arkadaşlarımızla güzel sofralar paylaşarak geçirebildik, ne nimet...

8 Kasım 2012 Perşembe

Yoğurtlu Kolay Lavaş


Sabah kahvaltısında taze ve sıcak bir kaç lavaş için oldukça kolay bir tarif. Ben hamuru akşamdan  hazırlayıp streç filmle kaplı bir kasede buzdolabında beklettim. Sabah da bilemediniz 10 dakikada mini lavaşları açıp (pek acemi bir hamur açıcı olduğumu söyleyeyim ki içiniz rahat etsin:) ) tavada pişirip kahvaltıya yetiştirebildim.

Malzemeler (4 adet minik lavaş için)
  • Yarım su bardağı yoğurt
  • 1 bardağa yakın tam buğday unu
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 1 tutam tuz
  • 1 tatlı kaşığı kadar tereyağı
Tereyağı dışındaki malzemeleri karıştırıp yumuşak bir hamur hazırlayın. Un miktarı, unun özelliğine göre değişebiliyor. Sofra Dergisi'nden aldığım tarifin aslında, yarım su bardağı unla başlayıp elinize yapışmayan, yumuşak bir hamur elde edene kadar un eklemek öneriliyor. Ben Söke'nin tam buğday unundan neredeyse bir su bardağı kullandım. Hamuru streç filmle kaplayıp en az bir saat buzdolabında dinlendirin. Hamurdan koparacağınız yumurta büyüklüğünde pazı*ların altına üstüne un serpip pasta tabağından biraz büyükçe açın. Tereyağı ile yağlanmış teflon ya da yapışmaz yüzeyli bir tavayı orta ısıda ocağın üstüne yerleştirip ununu silkelediğiniz lavaşları teker teker arkalı önlü pişirin.
*Bizde bir ekmeklik hamur topağına pazı ya da pazi deniyor.

3 Kasım 2012 Cumartesi

Zencefilli, Pekmezli Kek


Sonbahar, yazın yakıcı günlerinden sonra, ince belli çay bardağını tüm parmaklarınla kavramanın, sıcacık çayı yudumlamanın yeniden zevk vermeye başladığı mevsim, öyle değil mi? 
Rafine şeker kullanımı konusunda duyarlı dostlarımızı ağırladığımız bir kahvaltı sofrasına pişirdiğim zencefilli, tarçınlı, pekmez ve ballı bu keki sonbahara ve çayın yanına da yakıştırdığım için paylaşmak istedim. Tarif Lezzet dergisinden.
Malzemeler (6-8 kişilik)
  • 3 yumurta
  • 1 çay bardağı pekmez
  • Yarım su bardağı şeker(bunu da yarım çay bardağı pekmezle değiştirebilirsiniz)
  • 2 yemek kaşığı bal
  • 1.5 su bardağı un
  • 100 ml. eritilmiş tereyağı
  • 2 çay kaşığı toz ya da 1.5 tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 paket kabartma tozu
Yumurta ve şekeri(ya da şeker yerine koyduğunuz pekmezi) 7-8 dakika çırpın. Kalan pekmez ve balı da ekleyip çırpmaya devam edin. Zencefili, eritilmiş tereyağını ekleyin. Elediğiniz unu, kabartma tozunu ve tarçını ilave edip karıştırın. Karışımı, yağladığınız kek kalıbına aktarıp soğuk fırına verin. 160 derecede 45-50 dakika pişirin. 
Bu tarifte şekeri pekmezle değiştirdiğinizde kuru-sıvı malzeme dengesi de değiştiğinden un miktarını biraz artırmanız gerekebilir. Un miktarını belirlemekse oldukça kolay, kek karışımından bir parça çırpma telinde kalsın, bunu havadan karışımın üzerine bırakın. Düşen damla hamura karışıp hemen yok olmuyor,  yüzeyinde bir süre kalıyorsa kekiniz doğru kıvamda.

21 Ekim 2012 Pazar

Kahvaltı...

Bu kahvaltı sofrası bizim evden, bir iki ay öncesinden.
Bu ise Hamamönü'ndeki Lezzet-i Tarih'de kuruldu bu sabah.

Her iki sofrada da ben, eşim, yeğenim, abilerim. 
Bu sofralara daha sık birarada oturmak kısmet oluyor bir süredir, bazen çenemiz pek düşük, bazense daha sessiziz ama işte yine de birlikte. Ve kahvaltı nasıl bir öğünse, her zaman ferah, taze, keyifli.
Nadiren tüm aile birarada olabildiğimiz bazı sabahlar(bizim evin başka şehirde yatılı okuyanı, çalışanı boldu) annem, kimseler uyanmadan kalkmış, evi pırıl pırıl ovmuş, kışsa sobayı  yakmış olurdu. Annemin temizlik sortisini yeni atlatmış, buz kesene kadar havalandırılmış ev henüz ısınmamış ama soba gürül gürül, üstünde ekmek dilimleri kızarmış bile, sobanın yanıbaşında kahvaltı sofrası, yukarıdakiler kadar zengin olmasa da hepimizi doyuracak kadar bereketli. 
Anılarımızda ne çok, ne güzel kahvaltı sofralarının izi var; biz, bu güzel memlekette ne ara kuşlukta tarhana çorbasından buralara vardırdık ki bu işi:).

6 Mayıs 2012 Pazar

Bahar, resmi olarak geldi.

Yan apartmanın bahçesindeki sedir, müdavimlerini ağırlamaya başladı bile.
Kalecik'te bir piknik "şirinledik", babamın tavuklu saç kavurması piknik standardı olma yolunda sağlam bir adım daha attı.

AOÇ Tigem'in bahçesinde yörük sıkma ve sahanda yumurta ile yılın ilk kahvaltısını yaptık.
Evde otlu, domatesli dürümlü öğünler başladı; Kırıkkale'den soframıza düşen tekecen, yemlik ve karakavruk üstüne, Yenimahalle pazarını sarmış taze asma yaprakları, madımak, kuzukulağı(ekşikulak) ile.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Kendini Yiyen Blog...

Ankara'nın üstüne çöküp kalmış kirli hava ve sis bu sabahki yağmurla hafifledi biraz.
Vazgeçtim kahvaltı hazırlamaktan, çıkardıklarımı geri koydum buzdolabına.
Giyinip çıktık, elimizde aşure kavanozları, dünden kalma okunacak gazeteler ve şemsiyelerle.
Ulus'un Sini'sinde,yol üstünde bir masaya iliştik, Aralık ayında hem de.
Fırından yeni çıkmış peynirli poğaça, yarım kurabiye ve çay.
Günün en taze saatlerinde kahvaltı, yağmur, ılık mı ılık bir hava.
Brunch dediğin ne ola ki bunun yanında?