Antep'in adı nereden geliyor'u açıklamak için "Mısır'ın Teb şehrinin aynısını yapmak istemişler. Aynıteb demişler, söylene söylene Ayıntap olmuş..." bıdır bıdır diye fena bir şey okudum bir yerlerde. Nerede okuduğumu biliyorum da bilmezlikten gelmek en iyisi. İşin aslının, wikipedia'nın söylediği gibi, şunlardan biri olması, akla daha yakın:
Fıstığın şehri Antep'e, dut mevsiminde yolumuz düştü bu kez.
Gerçi bu yol, hakkını yememek gerek, itinayla düşürüldü. Cuma gecesi 22:00 için planlanan yolculuğun, bitemeyen bir iş nedeniyle kapısından dönüldü. O bitmeyen işin üstüne gidildi, gece 3:00 gibi bitince de bağlasan durulmadı, sabah 9:00 otobüsüne atlandı, on saatlik yolculuk, toplantı notları tutulup gazeteler kitaplar okunarak, molada bir kahvaltı daha edilerek uçtu gitti. On saatlik yolu, 1.5 günlük gezi için bize hiç gocunmadan göze aldıran bu şehre ilk görüşte bağlanmıştık bir kaç yıl önce.
Geniş kaldırımlı modern caddelerinin yanında konaklarla, geleneksel ve hala çook hareketli çarşılarla, neşeli, iştahlı misafirlerin doldurduğu lokantalarla, şehrin göbeğinde, bir ucunda alışveriş merkezi cafeleri, diğer ucunda kocaman mangallarıyla piknikçileri ağırlayan, ortasından ince ince Alleben Deresi'nin süzüldüğü Kavaklık Mesire Yeri'yle, birinin başına oturup saatlerce seyretmek isteyeceğim mozaiklerin ev sahibi Zeugma Mozaik Müzesi ile Gaziantep bağlanılmayacak gibi de değil.
Müze, şehir içindeki binasından, özel olarak inşa edilmiş ve kendisine dünyanın en büyük mozaik müzesi sıfatını kazandıran 1700 metrekarelik yeni yerine taşınmış. Bana sormadıkları için villa zemin mozaiklerini, Zeugma'da şehir nasılsa öyle yerleştirmemişler ve içlerine temsili mobilyalar koymamışlar ama lazerle mozaiklerin eksik bölümlerini tamamlamaları, ziyaretçilere dijital masalarda mozaik yapbozu oynama fırsatı vermeleri, Çingene Kızı'nı labirentvari, özel ve karanlık bir koridordan sessizlik içinde geçtikten sonra bir yıldız gibi karşınıza çıkarmaları ile affedildiler:).
Antep'e altıncı gidişim bu. Nefis Antep yemekleri; yuvalama çorbası, en iyi gavurdağı salatalarından ve içli köftelerden biri, bol sebzeli Antep lahmacun, cevizli baklava bu sefer Aşina'da. Çok övülen küşneme, tavsiye üzerine gitmeyi planladığımız Halil Usta pazar günleri çalışmadığından kardeşi Mehmet Usta'da. Küşneme tecrübesi, masanıza oturduğunuzda her şey ufak ufak, lokantanın belirlediği bir sırada size getirildiği için güzel ama bence hala lezzette İmam Çağdaş'ın kebapları önde(Bu blogu tarayan birine, pek et sevmiyorum aslında desem ne düşünür acaba:)?). Güzel çaylar, maalesef rahat ettiğimiz bir şubesini Ankara'da artık bulamadığımız Big Chefs'te, Kavaklık manzarasına nazır. Yanında sütle servis edilen, bol peynirli künefe ise Erçelebi'de. Antep yemeklerinin talihsizliği, sıcak hava nedeniyle genelde iyi bir yemeği akşam saatlerine ertelediğimiz için, fotoğraflarının yetersiz ışıkta çekilmek zorunda kalınmış olması, bu nedenle bir kısmının da elenmesi, kusura bakmayın olmaz mı?
Sıcak yüzünden kadayıfın hakkını veremedik, bir dahaki sefere:)
YanıtlaSilNerde okudun ben merak ederim:))
YanıtlaSilGötürsenize bizi ve çocukları sonbaharda bir haftasonu.
Götürmez miyiz siz gitmek istedikten sonra, zevkle:)
Sil